9 Kasım 2011 Çarşamba

Küçücüğüm Ben

Fabian Perez - El Federal Cafe III
Çok zormuş birini sevmeye çalışmak. Karşılık beklermiş insan, sevginin karşılıksız olması gerektiğine inansa bile. Duygular dört nala koşarmış, uçlarda gezinirmiş hep. Delicesine mutlu ya da nedensizce üzgün. Nedenler varmış aslında. Belki de saçma. Ama varmış işte. Sevilmediğini hissetmek, görünenin aksine. Gözlerime baksaydı keşke. Uzun uzun inceleseydi yüzümü. Sevseydi. Beni gözleriyle sevseydi. Gülümseseydi usulca. Herkes sevilmek istediği gibi seviyor başkasını. Başkasının teninde kendini seviyor insan, diyor ya Tezer Özlü. Doğruymuş.
Birini sevmeye çalışmak hüzün üretim fabrikası açmak gibi sanki. Seriler halinde hüzün üretmek. Küçücük bir insan için ağır değil mi bu. Zaman zaman grevler oluyor tabi. O zaman şenlikler içimde. Lokavt desem bitse tümden üzüntülerim. Ama diyemiyorum, işçileri iliklerine dek sömürmek istiyorum. Hüznüm tavan yapsın, ben dibe vurayım. Çünkü, sanki üzülmeden aşık olunmuyor. Öyle öğretilmedi mi bize? Aşıksan  üzüleceksin! Aşık mıyım? Bilsem… Niye konuşmuyoruz? Ben konuşamam ki... Kendini sevmeyen biri, sevilebildiğine nasıl inanır peki?
Yoruldum sevmekten, küçücüğüm ben.

Hiç yorum yok: