17 Temmuz 2012 Salı

Yarınlar

Fırat

Günlerimi, yapılacakları yapmaktansa, yapılacakları bir yapsam ne kadar mükemmel yapacağımı düşünerek geçiririm. Bunun için planlar yaparım. Ama başlamayı hep yarına bırakırım. (Dur önce bi şunu yapayım da, onu yarın yaparım nasılsa.) O yarın hiç gelmez. Ben de rahat rahat hiç gerçekleştirmeyeceğim yeni planlar yaparım. Planlarımdaki potansiyel beni heyecanlandırır. Bu potansiyelin kinetiğe dönüşmesinin önünde bir engel bulundururum muhakkak. Ama koyduğum engeli titizlikle seçerim ki ben kaynaklı olmasın, dış etmenlere bağlı olsun. (Bana kalsa yaparım ama elimde değil ki!) Böylece benim yüzümden değil, dış etmenler yüzünden gerçekleşmeyen, aslında gerçekleşse çok güzel olma potansiyelini taşıyan hayallerimin gerçekleşmesini imkansız kılmış olurum. Bu sayede hiç çaba harcamak zorunda kalmam. (Amaan, kim uğraşacak şimdi onunla...) Ama bunları kendime itiraf etmem. Bunun yerine kaderciliği tercih ederim. (Bakalım yaa, kader-kısmet bu işler...) Gerçekleşmeyecek hayallerimi biriktirir dururum hep. Gelmeyen yarınlar için. 

Hiç yorum yok: