Cemal Süreya'nın şiiri |
Daha güzel bir gün olabilirdi.
Otomattan aldığım kahveme makine istediğim miktarda şekeri koymuş olsaydı. Veyahut
cüzdanımda bu tür durumlar için taşıdığım şeker stoğum tükenmemiş olsaydı.
Şekerli sade kahvemi çimlerde huzurla
içebilirdim. Yan tarafta bir kadın ve bir adam ticaretle ilgili bir tartışmaya
girmeseler, kombinin parasını kimin vereceği hakkında anlaşmazlığa
düşmeselerdi. Artık kimse o Şahin Bey, onu en başta arasalar ve böylece
aralarında husumet olmasaydı.
Havanın sıcaklığı tam karardı. Gölgede
üşütmeyecek kadar serin. Ama gökyüzü daha mavi olabilirdi. Karşıya baktığımda
gökdelenler yerine yemyeşil dağlar görüyor olsaydım. Ve içimden gelecek olan
dağlara tırmanma isteğini türlü nedenler-aslında bahaneler-le bastırmayıp
gerçekleştirebilseydim.
Ağacın altında oturmak güzeldi. Daha
keyifli olabilirdi. Dala konan karga beni tuvalet olarak görmeseydi. Ona doğru
bakıp bu yaptığının çok ayıp olduğunu söylediğimde beni biraz umursasaydı. En
azından ben birazcık kayıp ateş hattından çekilme nezaketini gösterdikten sonra
o da dalını değiştirerek tekrar üst hizama konumlanıp benimle dalga geçmeseydi.
Ben kargayla konuşup, 'Senin derdin ne dostum' derken oradan geçen insanlar bana
tuhaf gözlerle bakmasalardı.
Yalnız olmak güzeldi. Ama keşke biri
daha olsaydı yanımda şu an. Mesafeler yüzünden ayrı düşmeseydik. Yine
uzansaydık çimlere yanyana. Gözlerimizi huzurla kapasaydık birlikte. Böcekler
içimize girip ısırmasaydı bu kez. Köpüşler biraz daha uzaktan havlasa, beni
korkutmasalardı.
Yazı yazmak güzeldi. Aynı performansı makale
okurken de gösterebilseydim. Zorunlu olduğum için değil, öğrenmek istediğim
için kararlılıkla zaman ve emek harcayabilseydim. Bu kadar tembel olmasaydım ve
her şeyi sürekli ertelemeseydim. Daha iyi şeyler yapabilirdim belki. Çevresel
faktörler tarafından da hevesim kırılmasaydı. Kendimi işe yaramaz biri gibi
hissetmeseydim.
Kütüphanede vakit geçirmek güzeldi. Üstelik henüz okul açılmadığı için oturduğum kısımdaki her yer boştu. Ta ki bir çocuk gelip masalardan birine oturana dek. Gelmeseydi. Diğer insanlar da gitseydi. Bütün kütüphane bana kalsaydı. Hatta dünyadaki bütün kütüphaneler benim olsaydı! Ama bütün kitaplara açgözlülükle aynı anda başlayıp hepsini yarıda bırakmasaydım. Kitap katili olmasaydım.
Evim güzeldi. Minik ve sevimli.
Penceresi sardunyalı. Ama bizim sokakta her gün önündan geçtiğim o güzel yeşil
renkli eski apartman da benim olsaydı. Tüm katlardaki pencere veya balkonlarda
kırmızı sardunya yetiştirme zorunluluğu koysaydım. Balkonunda arkadaşlarımla çay
içip, çekirdek çitleseydim. Daha güzel olabilirdi. Sokağın adını da Çifte Vav
olarak değiştirebilseydim.
Yine de hayat güzeldi. (Kuşlar
uçuyordu.) Yaptıklarımız, yapamadıklarımız, yapmak istediklerimizle. Hepsi hayatın
bir parçasıydı. Hepsi bizi biz yapandı. Her şey mümkündü. Ve biz daha iyisini
yapana dek en iyisi buydu. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder